Nafi Mevla İbn Ömer

Nâfi‘ Mevlâ İbn Ömer, İslâm ordularının Nisabur yakınlarında gerçekleştirdiği gazalardan birinde, küçük yaşta esir düşerek, artık hep birlikte anılacağı İbn Ömer’in kölesi oldu. Satması için on bin dirhem teklif ettiler, ancak İbn Ömer Allâh için onu azat etmeyi yeğledi. Nâfi‘, özgürlük sonrası da İbn Ömer’den ayrılmadı. İlâhî takdirin kendisi için hazırladığı istikbalden habersiz olarak İbn Ömer’e tam otuz yıl hizmet etti. Onda Allâh’ın Elçisi’ne dair çok şey müşâhede etti; ondan çok şey öğrendi. İbn Ömer’in (ö. 74) vefatından sonra Nâfi‘, İslam coğrafyasında karış karış dolaşıp ilim toplamaya başlayan talebelerin ilgi odağı oldu. Artık o, yüzü aşkın öğrencisi olan bir hadis âlimiydi. Adına yaraşır davrandı; bildiklerini öğrencilerine dağıttı; böylece ümmet kendisinden ‘fayda’ gördü. Esaretle başlayıp hidâyetle devam eden bu güzel hayatını bu sayede hocalıkla taçlandırmış oldu. Hicrî 117 yılında emr-i Hak vaki olunca o da herkes gibi Rabbine döndü. Asırlar boyunca, milyarlarca insan onu tanıdı; aktardıklarıyla amel etti. En büyük muhaddis olan Buhâri, en sağlam senet Nâfi‘ → İbn Ömer → Hz. Peygamber’dir, dedi. Bugün Dünyada, hem doğuda hem oryantalist çevrelerde, pek çok araştırmacı onunla alâkalı çalışmalar yapmaktadır. Zira Nâfi‘ Mevlâ İbn Ömer’i iyi anlamak, hadis rivâyet tarihinin en önemli merhalesini aydınlatmak için ciddi bir adım demektir.

PDF